Haber

Akaryakıtta Yapılan Dev Özel Tüketim Vergisi Artışını Bakanlık Nasıl Savunuyor? Gerçek Durum nedir?

Bilindiği üzere 16 Temmuz 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ÖTV fiyatları akaryakıt ve motorine 5 TL, LPG’ye 4 TL zam yapılmıştır. Dövize bağlı olarak sürekli artan akaryakıt fiyatlarına ek olarak ÖTV’den kaynaklanan zamlar da toplumun geniş kesimlerinden tepki görmeye devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında yapılan artışı savunsa da tartışılması gereken birçok unsur var. Bu yazıda Bakanlığın ileri sürdüğü argümanların doğruluğu tartışılmakta ve topluma yansımayan bazı gizli gerçekler paylaşılmaktadır.

Nedir bu ÖTV?

Adı “özel tüketim” olsa da aslında oldukça büyük bir dizi işi vergilendiren ÖTV, 2002 yılında hayatımıza giren bir vergi. Depremlerle sarsılan Türkiye ekonomisi için bir dizi reform kaçınılmaz olunca. 1999 yılında başlayan ve 2001 kriziyle sıkıntıya giren bu reformlardan biri olarak 16 dolaylı vergi kaldırılmış ve özel tüketim vergisi adı verilen tek bir vergi getirilmiştir. ÖTV’nin hukuki ilişkisi incelendiğinde bu verginin hem gelir sağlamayı, vergi sistemini kolaylaştırmayı hem de üyelik sürecimizin devam ettiği AB ile vergi uyumu kapsamında verdiğimiz taahhüdü yerine getirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.

AB ülkeleri ÖTV kapsamına neler alıyor?

AB Topluluk kurallarına göre ÖTV dahil olmak üzere dolaylı vergilerde uyumlaştırmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle üye ülkelerde ÖTV; alkollü içeceklerden, tütün eserlerinden ve güç eserlerinden.

Türkiye ÖTV kapsamına neler alıyor?

ÖTV’nin yürürlüğe girdiği dönemde kanunla ilgili olarak vergiye dahil edilen eşya sayısının sınırlı olduğu belirtilse de günümüzde hızla her türlü eşya ÖTV kapsamına girmektedir. Dört listede yer alan ve vergiye konu olan eşyanın birinci kümede; ikinci kümede akaryakıt ürünleri, taşıtlar, üçüncü kümede alkollü ve alkolsüz içecekler, son kümede ise saç spreyinden çaydanlığa, radyodan buzdolabına uzanan bir yelpazede eserler yer almaktadır.

Bakanlık neyi savunuyor?

Bakanlık, ÖTV artışının iki nedenden kaynaklandığını belirtiyor. Birincisi, depremin bütçe üzerinde yarattığı ek maliyetlerin düşürülmesi, ikincisi ise ithal edilen bu eserlerin tüketiminin azaltılması ve dolaylı olarak cari açığın kontrol altına alınması amaçlanmaktadır.

Ek gelir yaratmak makul olsa da ÖTV’nin bunun için kusursuz bir araç olmadığı açıkça biliniyor. Çünkü ek kaynak ihtiyacının ÖTV gibi dolaylı vergilerin artırılarak çözülmesi, bu vergilerin adaletsiz yapısından dolayı vergi sistemini daha da adaletsiz hale getirmektedir. Öte yandan araştırmalar, petrol eserlerinin ikamesi olmadığı için düşük esnekliğe sahip olduğunu, yani fiyat artışlarından dolayı tüketimlerinin azalmayacağını göstermektedir. Dolayısıyla bu artışın, cari açığın Bakanlığın istediği biçimde kontrol altına alınmasına esas teşkil etmesi mümkün görünmemektedir.

İşte tüm bu sebeplerden dolayı, Bakanlık farklı vesilelerle ÖTV artışını savunmaya devam edecek. Bu argümanlardan ilki; Uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarındaki artışlara rağmen 2016 yılından bu yana “neredeyse” vergi artışı olmadı. ÖTV artışları incelendiğinde durumun bu şekilde olmadığı ortaya çıkıyor. Örneğin 95 oktan kurşunsuz akaryakıtın litre başına ÖTV fiyatlarına baktığımızda 2016 yılında 2.3765 TL olan ÖTV’nin 2022 yılında 2.5265 TL’ye yükseldiği anlaşılıyor. 2016 yılında 7945 TL olan litre litre, 2022 yılında 2.0559 TL’ye çıkmış görünüyor.

Her ne kadar Bakanlığın da vurguladığı gibi bu artışlar enflasyon artışlarının altında kalsa da, yeni ÖTV fiyatları ve nakliye maliyetlerindeki artış nedeniyle her bir işin fiyatında hızlı bir artış olacağı gerçeği ortaya çıkıyor.

Bakanlık ÖTV artışını savunurken, akaryakıt işlerinden alınan ÖTV’nin; Bunun nedeni, 2016 yılında %26,23 olan vergi gelirleri içindeki payının 2022 yılında %17,84’e düşmesidir. Adil bir vergi sistemi için tüm dolaylı vergilerin payının düşürülmeye çalışılması gerektiği ortaya çıkmıştır. Tek bir dolaylı verginin tek bir kalemindeki azalma bir yana, toplam vergi gelirlerindeki gelirler. Bu itibarla Bakanlık, bilinçli bir azaltım için çalışmak bir yana, bu düşüşü telafi edilmesi gereken koşullar sonucu ortaya koymaktadır.

Akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV’nin GSYİH içindeki payına göre bir savunma geliştiren Bakanlık, bu vergi gelirlerinin GSYİH içindeki payının 2016’da yüzde 4,58 iken, 2022’de bu payın yüzde 2,80’e gerilediğini iddia ediyor. Ancak AB ülkelerine bakıldığında, bırakın akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV’yi, tüm işlerden alınan toplam ÖTV’nin GSYİH içindeki payının 2016 yılından bu yana ortalama 0,4 olduğu görülmektedir.

Açıklamada akaryakıt ve motorinin litre fiyatlarına dolar bazında yer vererek karşılaştırma yapan Bakanlık, Türkiye’nin hem akaryakıt hem de motorinde Avrupa’nın en ucuz 4. ülkesi olduğunu belirtiyor.

Nitekim Türkiye, AB üyesi ülkeler arasında en ucuz akaryakıt ve mazot kullanan ülke olarak görülüyor. Ancak bahse doğrudan fiyat üzerinden yaklaşmak gerçek bir karşılaştırma imkanı sağlamaz. Aylık en düşük fiyatla taban fiyat uygulamasıyla o ülke vatandaşlarının kaç litre akaryakıt alabildiği incelendiğinde, özellikle son artıştan sonra Türkiye için durumun vahameti daha da netleşiyor.

Tablo: Türkiye ve Bazı AB Üyesi Ülkelerdeki Minimum Fiyata Göre Minimum Fiyat, Akaryakıt Fiyatları ve Akaryakıt Alım Gücü

Kaynak: Tablo, Eurostat ve tolls.eu sitelerinden alınan veriler yardımıyla oluşturulmuştur.

* Türkiye için Temmuz ayı net asgari fiyatı ÖTV artışı sonrası hesaplanmıştır.

Temmuz 2023’te Türkiye’de uygulanan net asgari fiyat 11.402 TL’ye çıkmasına rağmen artan kur nedeniyle yaklaşık 402,61 Euro’ya geriledi. Tablodan da görüleceği üzere, son ÖTV artışı öncesi Türkiye, AB ülkeleri arasında satın alma gücü açısından akaryakıtta 12., motorinde 13. sıralarla orta kümede yer alırken, artış sonrası hem akaryakıtta hem de motorinde 19. sırada yer alarak alım gücü en düşük ülkelerden biri.

Diğer bir deyişle, konuyu son ÖTV artışına rağmen Türkiye’nin Avrupa’da hem akaryakıtta hem de motorinde en ucuz dördüncü ülke olması olarak değil, daha düşük satın alma yapan sadece dört AB üyesi ülke olarak yorumlamak daha gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Bakanlık tarafından belirtilen asgari fiyata kıyasla güç.

Son zamla birlikte akaryakıt fiyatlarında Bakanlığın referans aldığı ülke olan Yunanistan’dan daha kötü durumda olduğumuz gerçeği derhal geri çekilmeli, ek kaynak ihtiyacı zenginlikle karşılanmalıdır. vergiler olması gerektiği gibi.

Doç. Betül Hayrullahoğlu

Bu makalede ortaya konulan fikir ve yaklaşımlar tamamen yazarlarının özgün fikirleri olup, Onedio’nun yayın politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu